Vatan elden giderse evladın ne önemi kalır?
******, Kurtuluş Savaşı için Anadolu’ya geçtikten ve Erzurum Kongresi’ni yaptıktan sonra Sivas’a dönmüş, orada ikinci kongreyi açmıştı. Bu sırada lise binasında yatıyor; toplantılar yapıyordu. En basit ihtiyaçlarını bile temin edecek halde değildi; bazı geceler sabahlara kadar küçük petrol lambasının cılız ışığında çalışıyordu.
Bir aralık lise binasına baskın yapılacağı ve ******’ün yakalanıp asılacağı hakkında şehirde haberler dolaşmaya başladı.
******’ün hizmetini basit fakat temiz ruhlu, fedakar bir Türk genci yapıyordu. Bu delikanlının babası gizli ve sık sık geliyor, oğluna:
-Etme, eyleme, evine dön, bugün yarın şehir basılacak, Mustafa Kemal ve arkadaşları yakalanacak. Onlar her şeyi göze almışlar, sen aileni düşün, diyordu.
****** bu geliş gidişin farkına vardı, bir gün delikanlıyı yanına çağırdı ve sordu:
-Sık sık sana gelen kimdir?
-Babam!..
-Ne istiyor?
Delikanlı her şeyi anlattı. O zaman ******, ona doğru biraz daha ilerledi; elini omuzuna koydu ve dedi ki:
-Hizmetinden memnunum, fakat baba hakkı büyüktür. Madem ki razı olmuyor, git! Git, fakat babana söyle ki, vatan elden giderse evladın ne önemi kalır?
******'in burdaki sözü çok hoşuma gitti gerçekten